Haber

Tülay Hatimoğulları İliç’te açıklama yaptı: Bu ikinci Çernobil olayı

Erzincan’ın İliç ilçesindeki altın madeninde meydana gelen heyelanın ardından bölgeye gidip inceleme yapmak isteyen DEM Partisi Eşbaşkanı Tülay Hatimoğulları ve beraberindeki heyetin maden alanına girmesine izin verilmedi.

ANKA Haber Ajansı’nın haberine göre, maden sahası önünde açıklama yapan Tülay Hatimoğulları, “Erzincan İliç Çöpler Köyü’nde her ne kadar tanıtmaya çalışsalar da şu anda kasten cinayet işlenen noktadayız. kazadır. Artık buraya sınır çizildi, daha ileri gidemeyiz. “Dün izlediğimiz görüntüler insanın kalbini, bilincini paramparça ediyor” dedi.

Hatimoğulları, madencilikle ilgili derneklerin, partilerin ve bölge halkının daha önce de defalarca açıklama ve uyarılarda bulunduğunu hatırlatarak, ” Siyanürle altın madenciliğinin insan sağlığına ve doğaya zararları konusunda birçok açıklama yapıldı. Ancak bu açıklamaların hiçbiri dikkate alınmadı. “Çöpler’deki altın madeni defalarca dava konusu oldu, birçok itiraz yapıldı ve dava konusu olmasına rağmen görmezden gelindi” dedi.

‘LEBBİELER GİBİ MADEN ŞİRKETLERİNE LİSANSLAR DAĞITILDI’

Hatimoğulları, AK Parti’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum’un Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı olduğu 2020 yılında madenin kapasite artırımına onay verdiğini belirterek, şöyle devam etti:

“Daha önce sızıntı olduğu ortaya çıkınca yargının yaptığı tek işlem Anagold’a 16 milyon TL para cezası vermek oldu. İktidarın duyarsızlığını bir kez daha kınıyoruz. Geçtiğimiz yıllarda lisanslar dağıtılmıştı. maden şirketleri leblebiyi seviyor.ÇED raporlarının hiçbiri sağlıklı çıkmadı.Özellikle doğa savunucuları ve ekoloji hareketleri bu konuda çeşitli açıklamalarda bulundu.Köylülerin itirazları her seferinde arttı.Fakat ne yazık ki hükümet başkenti korudu ve önünü açtı. Hatta pek çok bilimsel olmayan ÇED raporunun uygulanmasına da izin verildi.İşte Leblebi gibi madencilik şirketlerine lisans dağıtan hükümete “Bir kez daha sesleniyoruz. Dün kalplerimiz kırıldı. Dün bu görüntüleri izledikten sonra rahat uyuyabilen birini tanıdığımı sanmıyorum ama bu hükümet rahat uyuyor.”

‘HÜKÜMET BU ÜLKENİN Bereketli Topraklarını Yerli ve Yabancı Sermayeye Katıyor’

“İktidar bu ülkenin verimli topraklarını, dağlarını, suyunu yerli ve yabancı sermayeye peşkeş çekiyor. Burada çalışan binlerce insanın hayatı göz ardı ediliyor, yok sayılıyor. Bu işçilere insan muamelesi yapılmıyor. Enkaz açıklanan rakamlara göre şu anda 9 ama tam sayısını bilmiyoruz.Enkaz altında kalan 9 personel kardeşimizin her birinin ailesi ve sevdikleri var.Çalışanı ve işçiyi kendisi gibi görmeyen sermayenin yolu “İnsanoğlunun topraklarının döşenmesi esasen bu iktidar tarafından yapılmıştır. Biz bunu kabul etmiyoruz. Öte yandan bu topraklardan geçen ana fay hatları hiçbir şekilde hesaplanmamıştır. En büyük can kaybımızı da burada yaşadık.” Depremin üzerinden yalnızca bir yıl geçti.”

‘KİRLİLİK BASRA KÖRFEZİNE KADAR ULAŞABİLİR’

“Bu tür madenlerde dinamit patlatılıyor ve birçok kimyasal ürün kullanılıyor. Bütün bunlar dikkate alınmadan hükümet tarafından madencilik şirketlerinin önü açılıyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bilim insanları tarafından yapılan açıklamaya göre Konuyla ilgili olarak bu toprakta milyonlarca ton siyanür ve sülfürik asit var.Kameraları kapatarak ya da bağımsız kurumların ve bilim adamlarının gelip araştırma yapmasına izin vermeyerek bu gerçeği değiştiremezsiniz.Bu, bu ülkedeki ikinci Çernobil olayıdır. Keban Barajı, Fırat Nehri, Munzur ve Fırat Havzasının tamamı bu siyanürlü topraktan ve suya karışmasından etkilenmiştir ve etkilenecektir.

Yine uzmanların yaptığı açıklamaya göre kirliliğin Basra Körfezi’ne ulaşma ihtimali oldukça yüksek. İktidar bunu küçük bir olay gibi açıklamaya çalışsa da, sanki bir göçükmüş gibi, gelenek dışı ve kontrolsüz verilen ruhsatlarla burada apaçık bir cinayet işlemiştir. “Hükümet bundan kurtulamaz.”

‘MADENİN DERHAL KAPATILMASI GEREKİYOR’

“Elbette bunun hesabını hükümete yargı yoluyla soracağız. Ancak insan hayatını, canlı hayatını, doğayı hiçe sayan bu iktidardan halkımıza şikayetçiyiz. Doğanın en küçük zerresini bile koruyacağız. Soluduğumuz havayı, toprağın her zerresini, suyumuzun her damlasını, topraklarımızı, insanımızı, canlılarımızı, doğamızı koruyacağız.” Katledilmesine izin vermeyeceğiz. Bu maden derhal kapatılmalıdır. Anagold kapatılmalıdır. Ruhsatı dikkatsiz olan diğer madenler derhal denetlenmeli, uygun olmayanlar ise derhal kapatılmalıdır.

Bu kontrolün yalnızca hükümet tarafından yapılmaması gerekir; İlgili meslek odaları ve bağımsız uzman birimlerin kontrolü altında yapılmalıdır. Aksi takdirde bu gibi daha acı olaylarla karşılaşacağız. Buradan Erzincan halkına geçmiş olsun dileklerimizi iletmek istiyorum. Umarız şu anda enkaz altında kalanlara ulaşıp onlardan olumlu haberler alabiliriz. Çalışanlarımızın ailelerine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Bu konudaki çabalarımızı ve dayanışmamızı her zaman sürdüreceğiz.”

(HABER MERKEZİ)

habereskipazar.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu