Ekonomi

Merkez Bankası PPK toplantı özetini yayınladı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetini yayınladı. Özetle Mart ayı dış ticaret verilerine göre deprem bölgesinde ihracatın afet sonrası gerilemesinin ardından toparlanma eğilimi gösterdiği bildirildi.

Enflasyon gelişmelerine ilişkin özet metinde, “Şubat ayında tüketici fiyatları yüzde 3,15 arttı, yıllık enflasyon 2,50 puan gerileyerek yüzde 55,18 oldu. Yıllık enflasyon tüm kümelerde düştü, daha açık bir şekilde güçlüydü. Aylık bazda incelendiğinde gıda ve hizmet kümelenmelerinin fiyat artışlarıyla öne çıktığı görüldü. Enerji fiyatlarındaki belirgin düşüşün de desteğiyle üretici fiyatlarındaki artış sınırlı kalmış ve üretici yıllık enflasyonundaki düşüş Şubat ayında da devam etmiştir. Bu görünüm altında mevsimsellikten arındırılmış veriler, B ve C göstergelerindeki aylık artışların Ocak ayına göre önemli ölçüde yavaşladığına, her iki göstergede de yıllık enflasyonun gerilediğine işaret etmektedir.

Şubat ayında gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyatları yüzde 7,36 artarken, yıllık küme enflasyonu 1,67 puan gerileyerek yüzde 69,33 oldu. İşlenmemiş gıda yıllık enflasyonu 2,67 puan azalarak yüzde 66,13 olurken, işlenmiş gıda 0,31 puan artarak yüzde 73,87 oldu. Mevsim etkilerinden arındırılmış olarak bakıldığında, Şubat ayında sebze ve yaş meyve fiyatları daha belirgin olmak üzere artış göstermiştir. Yaş meyve ve sebzelerin yanı sıra kırmızı et fiyat artışlarıyla öne çıkarken, söz konusu işlerle temas halinde olan işlenmiş gıda kalemlerinde de benzer bir eğilim görüldü. Öte yandan, perakende sektöründe fiyat sabitleme kampanyalarının sona ermesinin ardından süt ve süt ürünlerinde fiyat artışları görüldü.

Enerji fiyatları Şubat ayında yüzde 0,64 artmış, yıllık küme enflasyonu 5,02 puan azalarak yüzde 50,01 olmuştur. Döviz kurundaki istikrarlı seyir ve uluslararası elektrik fiyatlarındaki olumlu görünüm sonucunda kümede ılımlı fiyat hareketleri hakim oldu. Ülkeler arası propan ve bütan fiyatlarındaki gelişmelerin ardından tüpgaz fiyatları genel trendden sapmıştır.

Hizmet kümesinde fiyatlar yüzde 3,14 artmış, yıllık enflasyon 0,78 puan gerileyerek yüzde 61,64 olmuştur. Yıllık enflasyon kira alt grubunda bir miktar yükselirken, iletişim ve diğer hizmetlerde yatay bir seyir izlerken, ulaşım ve lokanta-otel alt kümelerinde gerilemiştir. Hizmet kümesi fiyat artışları, dönemsel fiyat ayarlamaları ve asgari fiyat ayarlamaları gibi faktörlerin etkilerinin zayıflamasıyla Şubat ayında zayıflamıştır. Akaryakıt fiyatlarının ılımlı seyretmesi ve hava yolcu taşımacılığı tarifelerindeki düşüşün etkisiyle ulaştırma hizmetlerinde aylık fiyat artışı sınırlı kalmış, alt kümede yıllık enflasyon 7,70 puan gerileyerek yüzde 70,27 olmuştur. Kira alt kümesindeki aylık artış ise Ocak ayına göre önemli ölçüde yavaşlayarak yüzde 2,66 oldu. Diğer hizmetler alt grubunda fiyatlar yüzde 3,64 oranında artarken, kişisel ulaşım araçlarının bakım ve onarımı ile eğitim hizmetleri öne çıktı. Öte yandan, lokanta-otel alt grubunda fiyatlar yüzde 4,07 oranında artarken, alt kümede yıllık enflasyon sınırlı bir düşüşle yüzde 74,34’e gerilemiştir.

Temel mal grubu yıllık enflasyonu Şubat ayında 3,76 puan gerileyerek yüzde 41,06 olmuştur. Yıllık enflasyon tüm alt gruplarda, daha belirgin olarak diğer temel mallarda gerilemiştir. Dayanıklı tüketim malları (altın hariç) fiyatları Şubat ayında yüzde 2,49 artarken, bu gelişmede otomobil ve mobilya öne çıkarken, beyaz eşya fiyatları önceki aylardan farklı olarak yatay bir seyir izledi. Bu gelişmelerle birlikte katı mal grubu yıllık enflasyonu 1,09 puan gerileyerek yüzde 44,93 olmuştur. Diğer temel mal grubunda fiyatlar Şubat ayında önceki aylara göre önemli ölçüde yavaşlayarak yüzde 1,14 oranında artarken, bu alt grupta yıllık enflasyon 8,38 puan gerileyerek yüzde 48,48 olmuştur. Giyim ve ayakkabı alt grubunda fiyatlar dönem indirimlerinin devam etmesi nedeniyle yüzde 1,89 oranında gerilemiş ve yıllık enflasyon 2,61 puan gerileyerek yüzde 20,71 olmuştur.

Mart ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre önümüzdeki on iki aya ilişkin enflasyon beklentisi 0,88 puan artarak yüzde 31,63’e, gelecek yirmi dört aya ilişkin enflasyon beklentisi ise 0,20 puan azalarak yüzde 17,91’e geriledi. Önümüzdeki beş yıl için enflasyon beklentisi ise yüzde 9,00 olarak ölçüldü.söylendi.

ENFLASYONU ETKİLEYEN UNSURLAR VE RİSKLER

Metinde enflasyonu tetikleyen unsurlar ve risklere ilişkin aşağıdaki ifadelere yer verilmiştir: “Yakın vadede ekonomik aktiviteye ilişkin bilgiler tahmin edilenden daha olumlu olmakla birlikte, jeopolitik riskler ve faiz artışlarının da etkisiyle gelişmiş ülke ekonomilerinde resesyon endişeleri devam etmekte ve finansal istikrarı tehdit eden koşulların ortaya çıktığı görülmektedir. .

Türkiye’nin geliştirdiği stratejik analiz araçları sayesinde başta temel gıda olmak üzere bazı branşlardaki arz sıkışıklığının olumsuz etkileri azaltılsa da uluslararası ölçekte üretici ve tüketici enflasyonu yüksek seyrini sürdürüyor. Yüksek küresel enflasyonun enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından takip edilmektedir.

Ülkelerin ortasındaki farklılaşan ekonomik görünüm nedeniyle gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adımları ve bağlantılarındaki ayrışma devam etse de takas anlaşmaları ve yeni likidite imkanları ile finansal istikrarı ön planda tutan eşgüdümlü adımlar atılmaktadır. Finansal piyasalar, merkez bankalarının faiz artırım döngülerini yakında sonlandıracaklarına dair beklentileri yansıtıyor.

Küresel risk iştahındaki gerilemeye paralel olarak gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımlarında hem borç hem de hisse senedi piyasalarından çıkışlar gözlenmiştir. Ancak, gelişmiş ülkelerin uzun vadeli tahvil faizlerindeki oynaklık ve küresel finansal koşulların seyri, gelişmekte olan ülkelere yönelik portföy akımlarının risklerini canlı tutuyor.

Şubat ayında uluslararası emtia fiyatları gerilerken, bu gelişmede güç ve sanayi metalleri alt endeksleri belirleyici olurken, tarım alt endeksi ılımlı bir şekilde yükseldi. Uluslararası doğal gaz fiyatlarındaki düşüş Mart ayında da hava koşullarının ılıman olmasının yanı sıra gaz stoklarındaki önemli artışın da etkisiyle devam etti. Bu görünüm paralelinde, doğal gaz sektörü tarifeleri de Mart ayında aşağı yönlü revize edilmiştir. Uluslararası nakliye maliyetleri Şubat ayında düşüş eğilimini sürdürürken, kurda son aylarda gözlenen istikrarlı seyir devam etti. Bu görünüm altında, üretici fiyatlarındaki artış Ocak ayına göre yavaşlamış ve yıllık üretici enflasyonundaki düşüş eğilimi devam etmiştir.

Uygulanan bütünleşik politikaların pekiştirilmesiyle enflasyonun seviyesi ve eğilimi iyileşmeye başlasa da, dalgalanmanın yarattığı arz-talep dengesizliklerinin enflasyon üzerindeki etkileri yakından takip edilmektedir.

2022 yılının son çeyreğine ilişkin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) verileri, yıllık büyüme hızında üçüncü çeyreğe göre sınırlı düşüşe rağmen ekonomik aktivitede çeyreklik toparlanmaya işaret ediyor. Bu dönemde GSYİH yıllık bazda yüzde 3,5, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak ise bir önceki çeyreğe göre yüzde 0,9 arttı. Böylece 2022 yılındaki genel büyüme yüzde 5,6 olarak gerçekleşti. Net ihracat ve yatırımların milli gelir içindeki payı yıl boyunca tarihsel ortalamaların üzerinde gerçekleşti. Yatırımların alt kalemlerinden makine-teçhizat yatırımları, yıllık artış eğilimini on üçüncü çeyreğe taşıdı. 2022 yılının son çeyreğinde büyümeye en yüksek katkı iç talepten gelirken, zayıf dış talebin etkileri sanayi segmentinin büyümeye katkısına yansıdı.

Yüzyılın felaketi öncesi öncü göstergeler, 2023 yılının ilk çeyreğinde iç talebin dış talebe göre daha canlı seyrettiğine ve büyüme trendinin yükselişe geçtiğine işaret ediyordu. Sanayi üretimi Ocak’ta mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 1,9, yıllık bazda ise yüzde 7 arttı. Böylece sanayi üretimi Ocak ayının prestijiyle çeyreklik bazda yüzde 2,6 arttı. Ocak ayında perakende satış miktar endeksi aylık bazda yüzde 5,4 arttı. İmalat sanayi şirketlerinin kayıtlı ihracat siparişlerindeki üçer aylık bazda yatay seyir, kayıtlı iç piyasa siparişlerindeki artışla birlikte iç talebin dış talebe göre daha canlı olduğunu teyit ediyor.

Deprem felaketinin ardından ekonomik aktivite göstergelerinde bir belirsizlik ortaya çıktı. Depremin doğrudan etkilerinin yanı sıra yeniden yapılanma faaliyetleri ve destekleyici politikalar yoluyla dolaylı etkilerinin de zaman içinde değişen çeşitli sektörel ve bölgesel yansımaları olacaktır. Depremin üretim, tüketim, istihdam ve beklentiler üzerindeki etkileri kapsamlı bir şekilde değerlendiriliyor. Mart ayına ait yüksek frekanslı dış ticaret bilgileri, depremden etkilenen bölgeden yapılan ihracatın afet sonrası düşüşün ardından toparlanma eğilimi gösterdiğine işaret ediyor. Benzer şekilde, işgücü piyasasına ilişkin yüksek frekanslı veriler, ülke genelinde iş ilanları ve başvurularda sınırlı bir ivme kaybına rağmen, önümüzdeki haftalarda bir toparlanmaya işaret ediyor. Kartla yapılan harcamaların afet bölgesinde sarsıntı öncesi eğilimin son derece altında olduğu görülmektedir. Öte yandan, saha görüşmelerinden elde edilen detaylı bilgiler, depremden etkilenen bölgedeki sanayi üretim altyapısının büyük ölçüde korunduğunu ve üretimin sürekliliğinin sağlandığını gösteriyor. Depremin yakın vadede ekonomik aktiviteyi etkilemesi beklenmekle birlikte orta vadede Türkiye ekonomisinin performansı üzerinde kalıcı bir etkisinin olmayacağı öngörülmektedir. Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam 2023 yılı Ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 0,8 (264 bin kişi), üç aylık bazda ise yüzde 1,2 (377 bin kişi) arttı. Mevsim etkilerinden arındırılmış olarak işgücüne katılma oranı bir önceki aya göre yatay kalarak yüzde 54,1 olurken, işsizlik oranı bir önceki aya göre 0,6 puan azalarak yüzde 9,7’ye geriledi. Anket göstergeleri ve yüksek frekanslı bilgiler, deprem sonrasında istihdamdaki artış eğiliminin sınırlı bir ivme kaybetmekle birlikte devam ettiğini göstermektedir.

Altın ithalatındaki hızlanmanın etkisiyle dış ticaret açığındaki artışa rağmen hizmet gelirlerinde süregelen artış eğilimi mevcut süreçlerdeki istikrarı desteklemeye devam ediyor. Büyümenin bileşiminde sürdürülebilir bileşenlerin payı yüksek olmakla birlikte, turizmin mevcut süreçlerin istikrarına beklentileri aşan güçlü katkısı yılın tüm aylarına yayılarak devam ediyor. Ayrıca, yurt içi tüketim talebi, yüksek elektrik fiyatları ve ana ihracat pazarlarındaki zayıf ekonomik aktivite, cari denge istikrarı üzerindeki riskleri canlı tutuyor. Mevcut süreçlerdeki istikrarın sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi fiyat istikrarı açısından değerlidir.

PARA POLİTİKASI

Metinde eşit politika Para politikası duruşu, temkinli bir yaklaşımla, sürdürülebilir fiyat istikrarı hedefine odaklanılarak, enflasyon görünümüne ilişkin risklerin kaynağı, kalıcılığı ve para politikası tarafından ne ölçüde kontrol edilebileceği dikkate alınarak belirlenecektir. Para politikasında sürdürülebilir fiyat istikrarı hedefi doğrultusunda, finansal istikrara yönelik riskleri de dikkate alan liraizasyon odaklı bir yaklaşım sergilenmeye devam edilecektir. Kredilerin büyüme hızı ve ekonomik aktivite ile ulaşılan finansal kaynakların amacına uygun olarak karşılanması yakından takip edilmektedir. Kurul, afetin etkilerini en aza indirmek ve gerekli dönüşümü desteklemek için uygun mali koşulların oluşturulmasına öncelik verecek. Bu çerçevede, mevcut destekleyici tedbirlere ek olarak, 2023 Yılı Para Politikası ve Liraizasyon Stratejisi metninde paylaşılan likidite koşullarını destekleyici araçların gerektiğinde güncellenmesi hususu dikkate alınmıştır.

Sanayi üretimindeki ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların desteği deprem sonrası daha da değerli hale geldi. Kurul bu kapsamda siyasi faiz oranının sabit tutulmasına karar vermiştir. Kurul, para politikası duruşunun fiyat istikrarı ve finansal istikrarı koruyarak deprem sonrası gerekli toparlanmayı desteklemek için yeterli olduğu görüşündedir. 2023 yılının ilk yarısında meydana gelecek depremin etkileri yakından takip edilecek. TCMB, fiyat istikrarının kalıcı ve sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaştırılması amacıyla Liraizasyon Stratejisini tüm unsurlarıyla uygulayacaktır. Kurul, 2023 Para Politikası ve Liraizasyon Stratejisi’nde de belirtildiği üzere, finansal transfer sisteminin işleyişini destekleyecek araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecek ve fonlama kanalları başta olmak üzere tüm politika araç setini liraizasyon hedefleriyle uyumlu hale getirecektir. Bu süreçte, Türk lirası mevduatın gelişiminin desteklenmesi, Açık Piyasa İşlemleri fonlamasının teminat yapısında Türk lirası cinsinden varlıkların artırılması, fonlama kompozisyonundaki takas yükünün azaltılması ve döviz rezervlerini güçlendirmek.

Uzun vadeli, sabit getirili ve Türk lirası varlıklara olan talep artmakta olup, finansal transferin aktif tarafında getiri eğrisinin seyri yakından takip edilmektedir. Kurul, kredilerin büyüme hızı ile birlikte amaca yönelik alanlarda etkinlik artışı sağlayan kredilerin finansman maliyetlerinin transferin korunmasını sağlayacak şekilde gelişimini takip edecek.

Bu kapsamda, Türk lirası likidite ve dağılımındaki gelişmelerin mevduat ve kredi fiyatlamalarına, döviz kuru gelişmelerinin enflasyona, para korumalı mevduatlara ilişkin gelişmelerin karşı para ikamesine, yabancı para arzının derinliği ve istikrarına etkileri incelenmektedir. döviz piyasaları ve fiyat istikrarı analiz edilerek gerekli politika tedbirleri alınmaktadır. oluşturulmaya devam ediyor.

TCMB, fiyat istikrarı temel hedefi doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler ortaya çıkana ve orta vadeli yüzde 5 olan yüzde 5 hedefine ulaşılana kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.

Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, döviz ikamesi ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin devam etmesi ve finansman maliyetlerindeki kalıcı düşüş yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu yönde etkileyecektir. Böylece yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devam etmesi için uygun ortam yaratılmış olacaktır.

Kurul, fiyat istikrarının sağlanması amacıyla tüm paydaşları kapsayan ve politika bütünlüğü güçlü bütüncül bir makro politika bileşiminin oluşturulmasını desteklemektedir. Heyet, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecek.kelimeler kullanıldı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu